İmplant tabi ki güvenli bir tedavidir. Normalde bugün diş eksikliğinde tedavi seçeneği olarak hastalara implant tedavini ön görüyoruz. Çünkü implant tedaisi hastalar için büyük bir hediye. Çünkü uzun yıllar boyunca yaşlı hastalar takıp çıkarmalı hakaretli dediğimiz protezleri kullandılar. Sabit dişlerin konforu hakaretli dişlere oranla daha iyi oluyor kullanım açısından. İmplant tedavisi ile çene kemiğine kök ekmiş oluyoruz. Bu ektiğimiz kökler iki aylık bekleme sürecinden sonra üstüne sabit yapıların yapılması ile büyük bir kolaylık sağlıyor. İmplantın güvenli olmasının iki sebebi var. Bunlardan biri hasta ile ilgili faktörler ikincisi hekim ile ilgili faktörler. Yani hastanın çene kemiğinde anatomik olarak herhangi bir sıkıntı yoksa ve uzman kişiler tarafından yapıldığı taktirde hastalar herhangi bir sorun yaşamamaktadır. Ancak bazı kompikilasyonlar gelişebilir. Bu da implantın kaynamaması, çene kemiğinde bazı enfeksiyonların gelişmiş olması gözlenebilir. Hiçbir şekilde enfeksiyon gelişmek, yüzde yüz başarılıdır desek bilimsel litaratüre aykırı cevap vermiş oluruz. Bardağın dolu tarafından bakarsak bugün implant başarısı %98 oranlarda dünya genelinde uygulanan bir tedavi yöntemi. Bu açıdan diş eksikliklerinde hastaların tedavi yöntemi olarak ilk aşamada; güvenli olmaları, sağlıklı olmalı, uzun yıllar boyunca hastalara hizmet edebilmeleri gibi özelliklerinden dolayı biz hastalara ilk seçenek olarak sunuyoruz.
Gerekli tüm tetkikler ve incelemeler yapıldıktan sonra lokal anestezi ile implant uygulamalaro güvenli olarak gerçekleştirilebilir.
Ancak dişhekimliğinde herhangi başka bir tedavi yönteminde görülebilecek komplikasyonlar implant tedavilerinde de gerçekleşebilmektedir. Örneğin aşırı derecede çürük hata dişin pulpa dediğimiz sinir dokusan kadar ilerlemiş bir diş düşünelim. Bu diş için radyografik değerlendirmeden sonra anestezi yapılır ve çürük temizlenir kanal tedavisine başlanır. Ancak kanal tedavisi sırasın kullanılan ince uçlu kanal eğeleri kök içinde kırılabilir ve bu durum mevcut dişin çekimine neden olabilir. Tıpkı bunun gibi bazı komplikasyonlar implant tedavisinde de gelişebilmektedir.
İmplant işlemlerinde anatomik yapılar cerrah tarafından çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Bu anatomik oluşumlardan en önemlisi üst çene için sinüs boşlukları alt çene için ise mandibular kanal ve mental foramen dediğimiz damar-sinir paketinin geçtiği alanlardır. Eğer üst ve alt çenedeki bu anatomik oluşumlar dikkatli incelenmez ve implant boyları dikkatli hesaplanmazsa, üst çenede sinüs boşluğu perfore olabilir yani delinebilir. Bu durum ise hastada kronik sinüzite kadar varabilecek olaylar silsilesini başlatabilir tabi farkında olup hekim bu perforasyonu düzeltirse mevcut problemin önüne geçilecektir.
Alt çenede ise mandibular kanalın perforasyonu ise hastanın dudak ve yanak bölgesinde geçici bazı durumlarda ise kalıcı uyuşukluğa sebep olabilmektedir. Çünkü damar-sinir paketindeki bu travma sonucu sinir hücreleri zedelenir ve zedelenen sinir hücrelerinin rejenerasyon dediğimiz yenilenmesi durumu oldukça zor ve uzun bir süreçtir. Eğer implant, damar-sinir paketini geçtiği bölgeye konulmuş ise derhal sökülmelidir. Eğer cerrahi sırasında perforasyon var ise hastaya işlem sonrası birkaç ay kullanmak üzere B vitamini kompleksi önerilmketedir.
İmplant cerrahisinde travmatik cerrahi uygulanırsa, implant sırasında çene kemiğinde kırıklar ve çatlaklar oluşabilmektedir. Mevcut çatlaklar ve kırıklar işlem esnasında uzman bir hekim tarafından kolaylıkla düzeltilebilir. Bu esnada membran ve kemik tozu denilen bazı biyomateryaller de kullanılabilir. Çok ileri kırıklar oluşmuş ise fiksasyon vidaları ile çene kemiğindeki kırık parçalar birbirine sabitlenmektedir.
Tüm bu komplikasyonlar tedavi edilebilir durumları içermektedir ancak hastaya ağrı ve konfor kaybı gibi durumlara sebebiyet verebileceğinden önem taşırlar. İmplant işleminin güvenli bir şekilde gerçekleşmesi için uzman dişhekimi hastayı klinik ve radyografik olarak dikkatli bir şekilde değerlendirmeli ve travmatik olmayan cerrahi müdaheleyi titizlikle gerçekleştirmelidir.